JOJO RABBİT: Adam Olacak Tavşan
Tavşan
Jojo kolay lokma değil. En azından öyle olmamaya kararlı. Ayakkabı bağcığını
kendi bağlayamasa bile, bir şeyleri başarmak için ısrarlı ve her şeye rağmen onu koruyan bir bıçağı var...
Filmin
Hikâyesi
Küçük
yaşının ve vicdanın baskılarına rağmen baş karakterimiz Jojo, son günlerini
yaşayan Nazi Almanya’sında koyu bir sempatizandır. Nazi eğitim kamplarında eğitim
alan ve buna mukabil Nazi parti grubunun küçük çapta propaganda işlerini gönüllü
olarak yapan Jojo; annesi Rosie ile yalnız yaşamamaktadır. Evet Jojo’nun bir annesi
vardır. Ama onun etrafında başkaları da vardır ve hikaye boyuncu da olacaktır.
Jojo, ablasını hiç tanımamış, babasının ise Alman ordusunda görevli bir
asker olduğunu bilmiştir. Ve babası eve uzun süredir gelmemektedir. Peki, Jojo’nun annesi dışında kimi
vardır? Hikayenin sarmal bağının da etrafında şekillendiği iki karakter bu noktada Jojo
ile yan yanalardır. Birisi onun kafasında kurduğu en yakın arkadaşı Hitler,
diğeri ise rastlantı sonucu evde annesi tarafından saklandığını öğrendiği Yahudi
bir kız.
Elsa
adındaki bu Yahudi kız, Jojo’nun annesi Rosie tarafından uzun süredir evde
saklanmaktadır. Çoğunlukla evden dışarda olan Jojo, eğitim sırasında
yaralandığı için evde kalmaya başladığında keşfetmiştir bu durumu. Elsa ile ilk
karşılaşmaları pekte umulur cinsten olmaz. Elsa, jojo’dan dişli çıkmıştır. Lakin biraz
çekingenlik biraz korkuyla devam eden birliktelik; ikilinin aralarındaki bağı giderek arttırmıştır.
Öte yandan sevgili dostu Hitler ise onun hep yanında olmak ister. Fakat başlarda
ona sıkı sıkıya bağlı olan Jojo, gün geçtikçe kendisini daha çok Elsa’nın
yanında bulur. Annesi ile arasında hep bir ebeveyn sorunu yaşayan Jojo, biraz da
sanki babasını özlemektedir. Rosie ona baba yanını da gösterir. Jojo ile
ilgilenir. Rosie’nin bir muhalif olduğu ve bundan sebep asıldığını öğrendiğimiz
ana kadar onun tek bir kaygısı olmuştur. Jojo’nun hayatı.
![](https://1.bp.blogspot.com/-dERlKnQ3U_8/XnysGJrFCII/AAAAAAAADwM/zKnJzCto054GrbPoahFtXyrs2FPkazDzQCLcBGAsYHQ/s320/e13df88ca8e730dae736d2349a24a653.jpg)
Fakat bir gün annesinin asıldığına meydanda
şahit olur. Zor zamanlar Jojo için kapıdadır. Elsa’yı da kaybedecekken, onun
gibi tarafını sorgulayan birinden yardım alır. Nazi Eğitim Tugayı Kaptanı Klezendorf, bayan Rosie’ye
verdiği sözle hep Jojo’nun yanında olmuştur. Bu yaşadıkları ağır süreçte, her
şeye rağmen Jojo ve Else yan yana olurlar. Dostumuzun dostu Hitler ise, artık
pek umurunda değildir Jojo’nun. Jojo için kırılma noktası ise düşman ordularının
şehre girişinden önceki kuşatma olur. Sokakta dolanırken, yakın arkadaşı Yorki’ye rastlar.
Yorki adeta tüm Alman vatandaşlarının kısa bir özeti gibidir. Destekler fakat
yenilginin yakın olduğunu bilir. Onun Hitler bile vazgeçti dediği anda, aslında
durum oldukça anlaşılır vaziyettedir. Sırtına geçirilen bir Alman paltosu ile
Jojo, savaşın içine girdiği andaysa düşman ordusu ise artık kazanmaya çok yakınlaşmıştır.
Müttefik
devletler Almanya’yı tamamen kontrol altına aldığında Jojo giydiği palto
yüzünden esirlerin arasında kalır. Tanıdık bir yüze rastlar. Komutan Klazendorf
her zaman onu koruma içgüdüsüyle paltoyu Jojo’nun sırtından atar ve ona
özgürlüğünü verir.
Jojo tüm bu hengamede yaşadıklarının tümünü bir yana bırakarak ve Hitler'den uzaklaşarak Else’ye doğru
koşar.
Bazı
Şeylerin Kıymeti, Var Olduğunda Bilinmeli!
Bu
sene Akademi'de en iyi film kategorisinde aday olan ve Christine Leunens'in Caging Skies (Gökyüzü Hapsi) kitabından uyarlanarak, en iyi uyarlama
senaryo ödülüne layık görülen Jojo Rabbit filmi; yönetmen Taika Waititi’nin hep hayalini kurduğu bir gerçeklikle bizlere
sunuluyor. Waititi en başta en çok istediği şeylerden birini gerçekleştirerek
Hitler karakterine hayat vermiş. Dönem filmi olması hasebiyle toplumsal yapının
ve ikili ilişkilerinde dozunu iyi ayarlayan yönetmen, yan rollerde usta
oyunculara görev vermesiyle de övgüleri hakkediyor. Hiç şüphesiz bunlardan en
öne çıkan ise Scarlerth Johannson. Onu filmde anne Rosie rolü ile görüyoruz ve
doğrusunu söylemek gerekirse role tam olarak oturduğu söylenebilir. Ayrıca Jojo
ve Else rollerinde Roman Griffin Davis ve Thomasin McKenize gelecek vadeden bir
performans sergiliyorlar.
Görsel
manada ve çekim açısından ise yine göze hoş gelen bir kullanım söz konusu.
Özellikle renklerin canlı tonları ve ev sahnelerinin ahengi kadrajdan iyi yansıtılmış.
Ayrıca karakterlerin devinim kazandığı sahnelerde onlara yakından bakarken,
olaya ya da fikre odaklandığımızda onlara daha çok uzaktan bakıyoruz.
Yine
değinilmeden geçilmemesi gereken iki unsur daha var. Bunlardan ilki, Rossie ve
Jojo’nun mutluluk içinde bisiklet sürdükleri sahnede, yanlarından geçen askeri
aracın ahvali. Bu sahnede aynı anda hem savaşın hem de barışın içinde olan
karakterlere odaklanıyoruz. Yüzyıllardır savaşın getirdiği sonuçlarla bir
şeylerin değiştiği düşünülse de; mutluluğun ve huzurun barışın içinde olduğu
mesajı burada adeta gözlerimizin içine içine sokuluyor.
![](https://1.bp.blogspot.com/-jO_8k90busU/XnysHPqwcrI/AAAAAAAADwU/Vh_93uLjELYUnI8gli-naHuJrhjkWkxGwCLcBGAsYHQ/s400/jojo-rabit-1.jpg)
Son
olarak da, özgürlüğün tüm destansı zaferlerinde karşımıza çıkan dans metaforunu
görüyoruz. Filmin finalde Jojo ve Elsa’nın dansı gibi daha bir çok filmde dans
özgürlüğü ve devrimi simgelemiştir. Böyle bir finalde hiç şüphesiz akıllara V
For Vendetta’nın V’sinin gelmesinden daha doğal bir şey yok herhalde. V’nin de
dediği gibi “Dans etmeden yapılan devrim, yapılmaya değer değildir.”
Jojo
Rabbit, küçük bir tavşanın büyüyüp bu çetrefilli ormanda söz sahibi oluş
serüvenini işliyor. Hikaye boyunca film; “Üstün Irk” kavramının yerden yere vurulduğu
onlarca mesaj ve metaforla, özünde bir tutkunun yön değiştirmesini ele alıyor.
Jojo’nun benliğinde; Hitler’in en yakın dostu olma arzusundan, onun soyunu
tüketmek istediği ırktan bir kıza aşık olmaya. Hiç şüphesiz bu duygu başlarda
aşk gibi dursa da, en az onun kadar kutsal ve değerli bir başka bağı ortaya
çıkartıyor. KARDEŞLİK. Son olarak filmi izleyen ve bu satırları okuyan sinemaseverlere bir tavsiye verirsek; şunu hiç unutmamaları gerektiğini söylememiz
gerekir;
“Seni tamamlayan bir kardeşin
varsa, şansı ve mutluluğu uzaklarda arama. Dans et ve hayatın tadını çıkar.”
Görsel kaynakları:
amazon.com
pinterest.com
Us Today
https://www.avoir-alire.com/
Yorumlar
Yorum Gönder