SON ÇIKIŞ: HER ŞEHRİN KENDİNE HAS SORUMLULUKLARI VARDIR...
Hayatta her zaman
sorumluluklarımız vardır. Şehirler, mekânlar, işler ve insanlar değişebilir
belki fakat hayatın en ilkel kanunudur bu. Yaşadığın sürece çalışırsın ve çalıştığın
sürece yaşarsın. Filmin esasında vermek istediği en genel mesaj ve topyekûn ana
fikrinin bu düşünce olduğunu söylemek yanlış olmaz. Onca derdin çilenin içinde
bir düzeni olan Tahsin, birden bire yakıp yıkarak geldiği farklı bir coğrafyada
yine mutluluğa erişemez.
Yönetmenliğini Ramin Matin’in üstlendiği, Başrollerinde Deniz Celiloğlu ve Ezgi Çelik’in olduğu Son Çıkış filmi 2018 yılında gösterime girdi. Dünya prömiyerini Tokyo Uluslararası Film Festivalinde gerçekleştiren film, hem yurt içi hem de yurt dışında olumlu tepkilerle karşılandı.
Yönetmenliğini Ramin Matin’in üstlendiği, Başrollerinde Deniz Celiloğlu ve Ezgi Çelik’in olduğu Son Çıkış filmi 2018 yılında gösterime girdi. Dünya prömiyerini Tokyo Uluslararası Film Festivalinde gerçekleştiren film, hem yurt içi hem de yurt dışında olumlu tepkilerle karşılandı.
Tahsin’in Arayışı
Tahsin’in film boyunca istediği yegâne
şeyin mutluluk olduğunu biliyoruz. Mutluluğa doğru çıktığı bu yolculukta
onlarca farklı sıkıntılarla boğuşur Tahsin. En başında Tahsin’i bu kaçışa iten
ilk sebep dağınık aile ilişkisidir. Kayınpederinin firmasında çalışan Tahsin’i
bu süreçte hep mutsuz görürüz. Siren’le görüştüğünde ise Tahsin, bir nebze
mutlu hisseder. Ve onun peşinden bu arayışa gider, ya da daha doğru tabirle
dener.
Yola çıkmaya karar verdiği andan
itibaren aksiliklerin peşini bırakmadığı Tahsin’i şehrin bitmek bilmeyen
gürültüsü sürekli germektedir. Sırasıyla asansörde minibüste ve metrobüste
kalabalığın nefesini ensesinde hisseder Tahsin. Belki de bu şehir için fazla
sakin ve anlayışlıdır. Karşılaştığı insanları ekseriyetle gergin ve huysuz hallerde
görürüz. Dalavereler ve üçkâğıtçılıklarla bir türlü havaalanına varamayan Tahsin,
iyiden iyiye bunalır. Hep dönüp dolaşıp aynı yere gelir Tahsin. Fakat bu kez
uçurum gibi yansıtılan fakat bir o kadar iç içe gördüğümüz yüksek binalar ve
harabe evler arasında o konforlu binalarda değildir. Yaptığı mesleğin toplumsal
yansımalarını birde toplumun bizzat kendisiyle deneyimler. Bu zorlu deneyim
sonunda onu da yıpratır ve o da katlanılmaz bir şehir insanı olduğunu taksiciye
çıkıştığı sahnede gösterir.
Kaçışını bir şekilde başaran Tahsin
aslında yalnızca şehirden çıktığını ise vardığında anlar. Her şeye rağmen
denediğini kabullenen Tahsin; son kararında sorumluluklardan kaçışın mümkün olmadığını anlar ve
en azından bildiği savaşın içinde kalmak için tekrar İstanbul'a döner.
Film bilhassa vermek istediği bu
mesajlarla ve Tahsin’in trajikomik halleriyle göz dolduruyor. Yolculuğun farklı
bir tezahürünü izlediğimiz yapımda bilhassa renklerin ve görüntünün de iyi
şekilde verildiğini görüyoruz. Özellikle sarının rahatsız edici tonu şehrin her
yerin saçılmış. Yine mutsuzluğun çağrıştırdığı her anda Tahsin’i karanlıklar
içinde görüyoruz. Bununla birlikte müziğinde filmde ayrı bir yer tuttuğunu söylemek
gerek. Özellikle Türk Marşının aceleciliği filmle iyi bir bütünü oluşturmakta.
Oyunculuk adına Tahsin
karakterine hayat veren Deniz Celiloğlu ise rolün hakkını vermiş gerçekten.
Ayrıca başrollerden ziyade; filmde hikayenin gidişatını yan rollerdeki karakterlerin, yerinde oyunculukları ile de daha iyi sezimliyoruz.
Kısaca; özünde farklı bir kaçışı
ele alan Son Çıkış filmi, sorumlukların gölgesinde bir hayat süren
insanoğlunun, rahat yüzünü bu dünyada göremeyeceğini ve kalabalıklar ya da
tenhalar fark etmeksizin mutluluğun insanın kendi içinde olduğunu göstermesi
açısından başarılı bir anlatım sergiliyor.
Görsel Kaynakları:
methbox.com
iksv.org
cumhuriyet.com
Yorumlar
Yorum Gönder